Savaş ve Barış, klasik dendiğinde akla gelen birinci kitaplardan. Napoléon’un Rusya’yı işgalini anlatan dev bir savaş romanı, birebir vakitte bir Rusya panoraması.
1800’lerin ortalarında Rusya’nın içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik şartlar, kentlerde, köy ve kasabalarda, büyük çiftliklerde sürdürülen hayat, devrin önde gelen kişilikleri, saray ömrü, bilhassa üst sınıf ustalıkla çiziliyor.
Tolstoy, birinci cildin önsözünde Savaş ve Barış’ı yazarken hissettiklerini, yaptığı kuvvetli çalışmaları ve romanın geçirdiği kademeleri anlatıyor. Bu metinler, bilhassa bu dev romana müellifinin gözünden, daha yakından bakma fırsatı verdiği için çok kıymetli.
EPİK DEV ROMAN
Tolstoy’un epik romanının devasa boyutu gözünüzü korkutmasın. İşte Savaş ve Barış’a başlamaya bir türlü yürek edemeyenleri yüreklendirecek bir görüntü.
Hususun uzmanlarına yaptırdığı konuşmaları onlarca lisanda altyazı seçeneğiyle internette paylaşan TED, dünya çapında insanların ufkunu açmayı sürdürüyor. Kurumun eğitim odaklı TED-Ed görüntülerinden biri de okurları Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını korkmadan ele almaya teşvik ediyor.
(Dört cilt bir arada)
SÜRATLİ OKUNUYOR
Muharririn önsözünde, “Savaş ve Barış nedir? Bu bir roman değil, bir poem de, bir vakayiname de değil. Savaş ve Barış, muharririn tam da lisana getirildiği biçimde lisana getirmek istediği ve yapabildiği bir şey” diye açıkladığı epik roman, korkutucu boyutundan beklenmeyecek derecede süratli okunuyor.
Tolstoy
PEK ÇOK LİSANA ÇEVRİLDİ
Savaş ve Barış, yazıldıktan kısa bir müddet sonra neredeyse tüm dünya lisanlarına çevrilen, ortadan geçen yüz elli yılda kozmik edebiyatın başyapıtı hâline gelen dev bir eser…
BİR DEVİR ROMANI
Bir roman değildir, tarihi bir anlatı değil, belgesel değil, ideoloji kitabı değil, Rus toplumunu anlatan sosyolojik bir inceleme değil, bir devir romanı, savaş ya da aşk romanı değildir. Zira bunların hepsidir Savaş ve Barış.
Ergül Tosun
Kitap sayfası için bağlantı:
Ensonhaber