Evlatlarını sünnet ettirmek için daha çok yaz tatilininin gelmesini bekleyen ailelerin telaşı başladı.
Fakat koronavirüs salgını nedeniyle şölen havasında geçen eski sünnet düğünleri artık düşünülmese de aileler, evlatlarının bu değerli gününün şık geçmesini istiyor.
“DOĞAR DOĞMAZ SÜNNET YANLIŞ”
Erkek evladı olan birtakım ana babalar, “ideal sünnet yaşı nedir?”, “en mütenasip hangi aylarda sünnet yapılmalıdır?” ve “çocuğumuz sünnet sırasında travma yaşar mı?” üzere sorularla tasaya kapılabiliyor.
Biruni Üniversite Hastanesi’nde hizmetli üroloji mütehassısı Doç. Dr. Levend Özkan, sünnetin sosyolojik, ruhsal, klâsik bir çok tesiri olduğunu, sünnet için ülkü yaşın da ailenin inançlarına ve sünnete bakış açısına, evladın hususî durumuna, tıbbi ya da anatomik yapısına ve evladın tasa haline nazaran değişebileceğini söyledi.
Özkan, birtakım ailelerin sünneti bir gelenek olarak görüp, “çocuk bilsin, hatırlasın” diye düğün üzere kutlamak istediğini, kimilerinin da atlatılması gereken bir vukuat, bir mecburiyet üzere gördüğünü lisana getirdi.
Doç. Dr. Özkan, yeni doğan sünneti ya da bebek sünnetinin hiç bir devir doğar doğmaz sünnet manasına gelmemesi gerektiğini belirterek, cerrahinin ana kurallarından birinin yeni doğmuş bir bebeğe, mecburi olmayan bir cerrahi sürecin yapılmaması olduğunu söyledi.
“BEBEK SÜNNETLERİ 40’I ÇIKTIKTAN SONRA YAPILMALI”
Bunun son yıllarda biraz istismar edildiğini lisana getiren Özkan, bebek sünneti yaptırmak isteyen ailelere, evvel evladın bir rahatsızlığı olup olmadığının takip edilmesi teklifinde bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Bebeğin birinci günlerdeki önemli likit alışverişi istikrarı kurulsun. Sarılık mı geçirecek… Erken devirde Allah korusun ağır bakıma girmesi gereken bir durum mu olacak? Bütün bunlar görülsün, atlatılsın. Sünnet için hiç bir acelemiz yok. ‘Doğar doğmaz olmazsa muhakkak bir narkoz kelam konusu olur’ diye bir şey yok. O yüzden aile biraz daha doğum sonrasındaki bu panik durumu, duygusal devri atlattıktan sonra zamanlaması planlanarak bebeklik devrinde rahatlıkla yapılabilir. Bebekken sünnet yaptıracak ailelere bebek hareketlenmeden yaptırmalarını öneririm. 6-7 aydan itibaren bebeklerde önemli bir hareketlenme başlar. O yüzden evladın anatomisi ve her şeyi münasipse, bebek sünnetlerinin 40’ı çıktıktan sonra, çok da büyümeden yapılmasını öneririm. Başka yandan evlat bir yaşını geçtikten sonra iyice harekelenmeler artar, cerrahi süreç ve sonraki bakım zorlaşır. 3,4,5 yaşları benim önermediğim yaşlardır.”
“SÜNNETİ EVLATLARA DENEYİMLİ INSANLAR ANLATMALI”
Özkan, günümüzde, “aman evlat travma olur mu?, “o yaşta sünnet olur mu?”, “ne diyecek sonra arkadaşları?” üzere gereksiz bir dehşetin ve paniğin kelam konusu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Halbuki evladı korkutan şey sünnet değil. Evladı korkutan şey hekim da değil. Evladı korkutan şey, ailenin ve etrafın uygunsuz yaklaşımı. Şayet bir aile sünnetten her bahsettiğinde, şöyle titreyerek konuşursa evlat bunu acilen algılar ve sünnetten korkmaya başlar. Ya da evlat berbat bir şey yaptığında, ‘Bak seni doktora götürürüm, iğne yaptırırım, bak hekim çok kızacak.’ formunda korkutursanız, bırakın sünneti, hekim korkusu bile olmamasını sağlayamazsınız. Sünnet, deneyimli bir kişi tarafından şıkça kendisine anlatıldığında evlatlar için korkutucu bir şey olmayacaktır.”
Özkan, evladını sünnet yaptıracak ailelerin aceleci davranmamaları gerektiğini vurgulayarak, araştırma yaparak, nitekim bu bahiste deneyimli birini bulmalarını önerdi.
“SÜNNET, DENEYİMLİ TABIPLERCE YAPILMALI”
Özkan, Türkiye’de en çok uygulanan cerrahi süreç olan sünnete gereken ehemmiyetin verilemediğini, bunda meslektaşlarının da tesirinin olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Sünnet nedense evvelden beri daima ehliyetsiz şahısların eline terk edilmiş durumda. ‘Günümüzde, sünneti kim yapabilir ya da kim yapmalı?’ diye soracak olursanız, sünneti ilgili, deneyimli ve yetkili bir sıhhat çalışanı yapmalıdır. Bu benim için aslında çok güç bir durum. Babam sıhhat memuruydu ve bu devlette en çok sünnet yapan insanlardan biriydi. Babam çocukluğumuzdan beri daima yetkisiz ve ehliyetsiz sünnet yapılmasının önünde durmuş biriydi. Artık günümüz kaidelerinde 2015’ten beri sıhhat memurlarına da yasaklandı. Sıhhat memurları lakin hekim gözetiminde sünnet yapabilir duruma geldi. Günümüzde sünneti deneyimli tabip yapmalıdır. Sünnet hiç bir devir yalnızca bir deri modülünün kesilmesi biçiminde düşünülmemelidir.”
Ensonhaber