27 Mayıs’ta polis merkezine giden ve fotoğraf öğretmeni olduğunu söyleyen Cem Yılmaz, Antalya’da meskeninde meyyit bulunan Gülsüm Taç’ı tanıdığını, yaklaşık 2,5 yıldır sevgili olduklarını söyledi.
Yılmaz, bir müddet evvel Antalya’ya giderek onun meskeninde kaldığını, bir sabah kalktığında onu mutfakta ölmüş halde görüp korkarak kimseye söylemediğini, Adana’ya döndüğünü belirtti.
Bunun üzerine ‘yardım ve vakası bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemekten’ hakkında süreç yapılan Yılmaz, hür bırakıldı.
CİNAYETİ İTİRAF ETTİ
28 Mayıs’ta polisi telefonla arayan Yılmaz, Gülsüm Taç’ı öldürdüğünü itiraf edip, vicdan azabı çektiği için intihar edeceğini söyledi. Bunun üzerine polis, şüphelinin adresine gitti. Yılmaz, konutta intihar teşebbüsünde bulunmuş halde bulundu.
BORNOZ JENERASYONUYLA BOĞDU
Hastaneye kaldırılıp tedavi edilen Yılmaz sözünde, 12 Mayıs’ta Gülsüm Taç’ın yanına gittiğini, 22 Mayıs’a kadar yanında kaldığını, kendisinin Adana’ya dönmek istediğini lakin sevgilisinin buna müsaade vermediğini, bu nedenle öldürmeye karar verdiğini söyledi.
Banyoda onu öldürmeye karar verdiğini söyleyen Yılmaz, sevgilisinin boğazını bornoz jenerasyonuyla sıkarak öldürdüğünü açıkladı. Kuşkulu tabirinde, kocasından uzun müddettir ayrılmadığı, kendisinin de Adana’ya gitmesine ve ailesiyle görüşmesine müsaade vermediği için öldürdüğünü belirtti.
BOYNUNA FONDOTEN SÜRDÜ
Cem Yılmaz, cinayeti örtbas etmek ve boynundaki morlukların görünmemesi için fondöten sürdüğünü, daha sonra kıyafetlerini giydirip mutfakta kahvaltı yaparken boğularak ölmüş izlenimi vermek için ağzına bir kesim ekmek ve peynir koyduğunu, ocağa da süt koyup altını yanık halde bıraktığını söyledi.
CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Ofis Amirliği takımları Antalya polisi ile irtibata geçip şüpheliyi teslim etti. Antalya’da adliyeye sevk edilen Yılmaz, çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından ‘kasten öldürme’ kabahatinden tutuklandı.
PORTRESİNİ ÇİZDİ
Fotoğraf öğretmeni Cem Yılmaz’ın, cinayetin akabinde Gülsüm Taç’ın portresini çizdiği de ortaya çıktı.
Yılmaz’ın, portreyi çerçeveletip konutunun bir köşesine koyup, çiçeklerle süslediği, yanına da ‘Gülsümüm mayam benim. Keşke beni aileme gönderseydin. Kocandan ayrılma sürecini uzatmasaydın. Yanına geliyorum seni seviyorum’ yazılı not bıraktığı belirlendi. Öbür yandan ikilinin, 4 yıl evvel Amasya’da fotoğraf kursunda tanışıp arkadaşlık kurduğu, bir müddet görüştükten sonra yollarını ayırdıkları, 1.5 yıl sonra yine görüşmeye başladıkları öğrenildi.
‘CİNSEL BAĞLANTI SIRASINDA ÖLDÜ’ TEZI
Sanık Cem Yılmaz, Antalya 4. Ağır Ceza Duruşması’nda birinci sefer hakim karşısına çıktı.
Savunmasında, Gülsüm Taç’ı çok sevdiğini ve sevgili olduklarını belirten Cem Yılmaz, “Değer verdiğim bir insandı. Onu konutta öylece bıraktığım için pişmandım ve ölmek istedim. Duruşma salonunda rahmetlinin kızları, ailesi var. Konuşamam. Ayrıntı veremem lakin Gülsüm cinsel alaka sırasında öldü” dedi.
Duruşma liderinin, “Etrafı toparlayıp, çöpü neden attın, maktulün bilgisayarını neden aldın” formundaki sorularına ise Cem Yılmaz, “İlişkiye girmiştik. Ortalıkta alaka sırasında kullandığımız gereçler vardı. Özel eşyaları topladım. O bilgisayar benimdi” karşılığını verdi.
DURUŞMADA CİNAYETİ REDDETTİ
Daha evvel verdiği sözler ortasında çelişki olduğunun sorulması üzerine Cem Yılmaz, şunları söyledi:
“Ben okulda Hoş Sanatlar öğretmeniyim. Gülsüm Taç ile kurs sırasında tanıştım. Gülsüm için Adana’dan Antalya’ya gittim. Son 2 yıl sevgili olduk. Gülsüm iki kızı olduğunu ve eşinden ayrıldığını söylemişti. Ben tesadüfen kimliğinde ‘evli’ ibaresini görünce, bana son 5 yıldır evlilik yaşamadığını söyledi. Gülsüm’ün vefatıyla alakam yok. Ben Gülsüm’ün ailesinin benimle bağ yaşadığını bilmelerini istemedim. O yüzden birinci sözümü farklı verdim.”
Şikayetçilerin avukatı, sanığın savunmalarının bayan cinayetlerini legalleştirmeye yönelik olduğunu öne sürerek, “Adli makamlar tiyatro sahnesi değildir. Sanık maktulü öldürerek, kanıtları yok etmeye çalışmıştır” dedi.
“GÜLSÜM’Ü ÇOK SEVİYORUM”
Cem Yılmaz ise bayan cinayetlerine karşı olduğunu söz ederek, “Ben sevgilim dahil, sesimi yükseltmeyen bir beşerim. Gülsüm’ü çok seviyorum. Onun için gerekirse ölmeye razıyım” diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Sanığın avukatı ise müvekkilinin davanın seyrini değiştirecek birtakım bilgileri ölenin ailesine hürmetinden ötürü açıklayamadığını, önümüzdeki duruşma bunu açıklamasını beklediğini söz etti.
Duruşma ise ileri bir tarihe ertelendi.
Ensonhaber