Elazığ’da İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Asena Serap Yalçınkaya, yakalandığı koronavirüsü yenerek misyonuna başladı.
Geçtiğimiz ay hastalığa yakalanan ve birinci 3 gün kendi hastanesinde, akabinde durumu ağırlaşınca Fırat Üniversitesi Hastanesine kaldırılarak 10 gün tedavi gören Dr. Yalçınkaya, sıkıntı bir süreç geçirdi.
Hastanede kaldığı müddet içinde 5 gününü hatırlamayan Yalçınkaya, 20 gün boyunca derin nefes alamadığını, şu anda ise 1 kat merdiveni bile çıkmakta zorlandığını aktardı.
“HASTALARIN NE HİSSETTİĞİNİ ÇOK DÜZGÜN ANLADIM”
Sürecin en başından bugüne kadar ağır olarak Covid-19 hastalarına baktığını belirten Uzman Dr. Asena Serap Yalçıhkaya, “İlk başta kendime konduramadım. Ben olmam diye düşünüyordum. Zira önemli manada korunuyordum. Çift maske, önlük, gözlük biçiminde şahsî gözetici ekipmanlarımı koruyarak hastalarıma bakıyordum. Lakin tekrar bende yakalandım. Çok dikkat etmek gerekiyor. Birinci etapta kas ağrıları ile başladı. O devir ben Covid-19 olduğunu düşünmedim, yorgunluk olarak düşündüm. Lakin annemde ve kardeşimde çıkınca test yaptırdım ve müspet olduğumu öğrendim.
Hastalığımın 5’inci gününde önemli bir ateş ve sırt ağrısı yaşadım. Nefes almakta zahmet çektim. Hatta hastanede yatarak 10 günlük bir tedavi sürecim oldu. Birinci 5 gününü hatırlamıyorum. Kardeşim anlatıyor. Önemli bir şuur bulanıklığım oldu. Kendi gereksinimlerimiz göremeyecek dereceye geldim. Kardeşim koluma girerek bana yardımcı oluyordu.
10 gün hastanede yattım. Damardan tedaviler gördüm. Önemli bir ruhsal savaş da verdim. Aslında hastalarımla her vakit enpati kurmuşumdur lakin o periyotta hastaların ne hissettiğini çok iyi anladım.” dedi.
“HALA KONUŞURKEN NEFESİM KESİLİYOR”
Tedavi sürecini anlatan Dr. Yalçınkaya, “Sürekli kan sulandırıcılar yapılıyor. Damar yolu açılıyor. Günde 4 kez antibiyotik ve oksijen tedavisi yapıldı. Şiddetli bir süreç geçirdim. En değerlisi bu hastalığa yakalanmamak. Biz bu kadar dikkat etmişken bile yakalanıyorsak önemli bir manada bir bulaştırıcılık kelam konusu. Ben hastaneden kaptığımı düşünmüyorum.
Bir ortama girmiştim ve orada müspet olan hastalar pozitifliklerini gizlemişlerdi. Oradan aldığımı düşünüyorum. Bu halde ağır bir sürecim oldu. Hala daha konuşurken nefesim kesiliyor. Hala semptomlarım devam ediyor. 1 kat merdivenden fazlasını çıkamıyorum. Dinlenerek çıkıyorum. Hastalarım ‘nefes alamıyorum, her şeyimi veririm’ diyordu. Bende onu hissetim. O aldığınız hava tüm ciğerlerini yakıyor, onu nitekim hissetim.
20 gün boyunca derin nefes aldığımı hatırlamıyorum. Bu çok önemli bir şey. Beşerler maske takarken nefes alamıyorum diyor. İnanın şu maske ile nefes alamamak mı dersiniz yoksa Covid-19 olup nefes alamamak mı dersiniz. İnanın maskeyi tercih ederim. Önemli manada sıkıntı bir hastalık. Grip üzere değil.” diye konuştu.
“1 AY ÖNCESİNE DÖNMEK İÇİN HER ŞEYİMİ VERİRİM”
Maskenin çok değerli olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, “Yüzde 70’lere varan koruyuculuk sağlıyor. Bunun yanında el hijyeni. Bunlar esasen aylarca konuşulan ve olması gereken şeyler. Biraz daha toplumsal bağlantıları kısıtlama noktasında dikkat etmeliyiz. Bir de Covid-19’un kimde nasıl bir bulgu yapacağı bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Çok farklı klinik tablolara yol açabiliyor. Ferdî bağışıklık ön planda.
Şahsî bağışıklığımızı güçlendirmek ismine doğal beslenmeyi, uyku tertibine ve hijyene dikkat etmeyi öneriyorum. Şu an bile nefes almakta zorluk çekiyorum. İnanın 1 ay öncesine dönmeyi o kadar çok istiyorum ki anlatamam. Merdiven çıkmayı ve spor yapmayı istiyorum. Koşuyla ilgileniyordum ve yarışım vardı, katılamadım. Spor yapmayı özledim. Oğlumla ilgilenmeyi ve ona vakit ayırmayı çok özledim. 1 ay öncesine dönmek için her şeyimi verebilirim.” sözlerini kullandı.
Ensonhaber