24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Heyeti’nin Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair kararı, Danıştay tarafından iptal edildi.
Böylece 86 yıllık tahassür sona ererken, Ayasofya yine cami statüsüne kavuştu. 24 Temmuz’da cuma namazıyla ibadete açılması planlanan camide hazırlıklar başladı.
ABD, Avrupa Birliği (AB), Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Bölümü karardan rahatsız olurken, bir ters ses de Suudi Arabistan’dan geldi.
SUUD, AYASOFYA KARARINDAN RAHATSIZ OLDU
Suudi Arabistan merkezli Arab News’te Talal Al-Torifi imzasıyla nokta alan “Erdoğan, Ayasofya’nın statüsünü değiştirerek aşırılıkçılara oynuyor” başlıklı görüş yazısında, tarihi yapının tekrar camiye dönüştürülmesinden duyulan rahatsızlık lisana getirildi.
Metinde, “Mevcut Türk hükümetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan idaresinde Arap dünyasına karşı yaptığı şey, eski Osmanlı alışkanlıklarının bir yansıması.” denildi.
“DİNİ HISLERI KIŞKIRTIYORLAR”
Türkiye ile ilgili asılsız savların konum aldığı metinde, Ankara’nın “Arap içi çatışmaları ve diyaneti hisleri kışkırttığı” savunulurken, “Türk hükümetinin kişilerin diyaneti hassasiyetleri ve hisleriyle oynadığı” sav edildi.
Fatih Sultan Mehmed’in Ayasofya ile ilgili Vakfiyesi’nin görmezden gelindiği metinde, “Politikacılar tarihi değiştirmeye yahut bükmeye çalışırken tehlikeli bir oyun oynuyorlar, zira gerçekler ortaya çıktığında bu durum geri tepecek.” denildi.
FATİH SULTAN MEHMET VE OSMANLI HAKKINDA HADSİZ SÖZLER
“Ayasofya, MS 532 ve MS 537 arasında inşa edilmiş bir Hıristiyan kilisesidir.” sözünün kullanıldığı metinde Fatih Sultan Mehmet hakkında hadsiz laflar sarfedilerek, şunlara konum verildi:
“II. Mehmed, Osmanlı ordusuyla Konstantinopolis’e girdiğinde, halk arasında kaygı ve terör ekti, ordusunun kenti günlerce yağmalamasına müsaade verdi.”
Fatih Sultan Mehmed’e iftiraların atıldığı metinde, Ayasofya’da birinci namazı kıldıran II. Mehmed’in bu hareketinin “istismar” olduğu savunuldu.
“BELGE SAHTE” ARGÜMANI
Al Torifi, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin Avrupa zihinlerini kazanma konusunda pek ilgisi yok. Erdoğan’ın asıl dikkati Arap ve İslam dünyasına odaklanıyor.
Türklerin dünya çapında kişilerin haklarını ve hislerini garanti altına alan yasalar uyarınca bu türlü bir kararda oy kullanma hakları yoktur. Bu yalnızca memleketler arası hukuk tarafından değil, büyük ölçüde Peygamber Muhammed’in prensipleri, arkadaşları ve çağlar boyunca ılımlı İslami öğretiler tarafından söylendi.
Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı’nın bir kesimi olduğunu argüman eden evraka gelince bu, tarihin uydurma ve kullanıldığı oyunların bir kesimi. Özellikle dokümanın tarihi gerçeklerle entegrasyonlu olmadığı göz önüne alındığında, bu türlü bir belgeyi taklit etmek güçlükle değil.”
Ensonhaber