Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Lütfen Platformu tarafından koronavirüs sürecinde büyük özveriyle hizmet veren sağlık çalışanları için “Destan Yazanlara Mektup Yazalım” sloganıyla düzenlenen dijital mektup kampanyası kapsamında sıhhat çalışanlarına mektup gönderdi.
Mektubuna, “Meslektaşlarıma” diye başlayan Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, şöyle devam etti:
“Çanakkale’de şehit olan tıbbiyelilerin vatan sevdasını. En sıkıntı şartlarda hizmete koşarken, hain örgütün alçakça taarruzlarında şehit düşen sıhhat çalışanlarımızın meslek aşkını.
Şiddet mağduru şehitlerimiz Ersin Aslan’ın, Göksel Kalaycı’nın, Kamil Furtun’un, Ali Menekşe’nin ve şiddete maruz kalmış arkadaşlarımızın acısını, salgınla gayrette yitirdiğimiz üç yüzü aşkın sağlıkçı arkadaşımızın hasretini, gösterdikleri tüm gayretlere karşın gözleri önünde sönen her bir hayatın hüznünü, elinde, terinde, emeğinde yine yeşeren hayatların verdiği huzuru ve varlıkların en gururlusu olan beşere hakkıyla hizmet onurunu o kocaman yüreklerinde taşıyan bedelli meslektaşlarım.
“BU MEKTUBA YANSIYAN TABİRLER, EN KALBİ ŞÜKRAN HİSLERİMİN YANSIMASIDIR”
Size yazdığım bu mektuba yansıyan sözler, en kalbi şükran hislerimin yansımasıdır. İnsanın ruh dünyasının aynası kalbidir, tüm tasalardan bağımsız olarak kalbimizin sesine kulak verdiğimizde duyacağımız davet daima iyiliktir, merhamettir.
Bu hoş vatanda her ne yaşarsanız yaşayın, kalbinin sesine kulak verebilmeyi, hayatı kalbiyle okuyabilmeyi, beşere kalbiyle bakabilmeyi bilen, bilmesi gereken bir mesleğin mensuplarısınız.”
Sıhhat çalışanlarının sıkıntı ve bir o kadar da kutsal bir vazifeye talip olduklarının altını çizen Koca, sıhhat çalışanlarının ağrıya ilaç, yaraya merhem olmak, cerahata neşter vurmak zorunda olduklarını söyledi.
“MERHAMET ŞİARINIZDIR, ŞİARINIZ OLMALIDIR”
“Üstü açılanı örtmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmektir misyonunuz. Her an ve yerde, her hal ve kaidede hiç tereddüt göstermeden hayata uzanan elsiniz hepiniz.” sözünü kullanan Koca, hayatın ilahi manasını, fakat ona emanet şuuruyla yaklaşanların idrak edebileceklerini vurguladı.
Koca, “Kendi idrakimize emanet edilmiş hayatımızın değeri o derece uludur. Siz sıhhat çalışanlarımız, üstlendiğiniz emanet yalnızca kendi hayatınızla hudutlu değil, erişebildiğiniz insanlarca geniştir, tüm insanlıktır. Ve insanlık merhamet üzerine heyetidir.
Merhamet şiarınızdır, şiarınız olmalıdır. Emanetini üstlendiğiniz, umutla size teslim olmuş hayatlara kendi hayatlarınızı riske atma kıymetine temas edebilmeyi tereddütsüz halde ödev bilirsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
Emanetin büyüklüğünün, sorumluluğun yükünü ağır kılacağına vurgu yapan Koca, “Silinmeye fırsat bırakmayan terler, uyumaya talih tanımayan geceler, oturma talihi bulunamayan günler, umulmadık zorluklar, beklenmedik pürüzler ve hatta tehdit ve suçlamalar kaçınılmaz olur. Hiçbiri, lakin hiçbiri merhametinize halel getirecek kadar önemli olamaz.” görüşlerini aktardı.
“GERİDE BIRAKTIĞIMIZ YIL, İNSANLIĞI YENİ BİR HAYAT TERTİBİNE MAHKUM ETTİ”
Bakan Koca, vicdanların her vakit canlı olması gerektiğine dikkati çekerek, “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır” inancı ve umuduyla yollarına devam ettiklerini belirtti.
Yunus Emre’nin deyişiyle, “yaratılanı Yaradan’dan dolayı sevdiklerini” söz eden Koca, “Emeğimizin karşılığını yansıtan bir gülen yüz, duayla kıpırdanan bir dudak, sevgiyle çarpan bir yürek en büyük ödülümüzdür. Meslek hayatımız boyunca bunlar daima vardır, var olmaya devam edecektir. Bizler uğraş ettikçe, başardıkça daha fazla olacaktır.” vurgusunu yaptı.
Bakan Koca, mektubunda şunları kaydetti:
“Ruhları insani kıymetlerle şekillenen, yürekleri merhamet dolu meslektaşlarım, geride bıraktığımız yıl, insanlığı yeni bir hayat nizamına mahkum etti. Dünyanın her köşesinde, her insanın hayatı bir biçimde pandemiden etkilendi.
Elbet bu durumdan etkilenenlerin başında sizler oldunuz, sıhhat çalışanları oldu. Pandemi çabasında korumak için insanlarımızı meskene çağırırken, sizler meskenlerinize giremez oldunuz.
Tüm insanlara uzaklıklı olma, temas etmeme daveti yaparken sizler ön safa atılarak uğraş verdiniz.
Misyonumuz buydu. Kimimiz acil serviste, kimimiz ağır bakım ünitesindeydik. Birimiz poliklinikte hastaları karşılarken bir başkamız laboratuvarda teşhis koyma uğraşı verdik.
Alanda temas taraması yapan, meskeninde hastamıza ilacını ulaştıran biz olduk. Acil hastayı ambulansla hastaneye yetiştiren bizdik, acılar içindeki hastanın yanında sabahlayan biz. Siz, biz, sıhhat çalışanları, vazifemizin başında olduk.
Ayrılmadık, yılmadık, uğraş ettik. Son yüzyılın en büyük sıhhat sorunu karşısında mesleğimizin prestij ve onurunun gereğini yaptık. Pandeminin yıl dönümünde söz ettiğim gibi hayatlar kurtardınız.
Hayatınızı riske attınız. Bu toplum, sizi terli önlükler içinde gösteren fotoğrafları asla unutmayacak. Sizin sayenizde bir kere daha biliyoruz ki insan sıhhatine hizmet eden meslekler iyiliğin ve başka insani vasıfların en çok görüldüğü mesleklerdir. Sizlere şükran duyuyoruz.
Yükünüz, yorgunluğunuz kısmen azaldı ancak bugün de garantimiz tekrar sizlersiniz. Sizlerin üstün uğraşları sayesinde inşallah kabus dolu o günleri en kısa vakitte geride bırakacağız.
Duygusal olarak çok yıpransak da umudumuza daha sıkı sarılmamızı sağlayacak hoş günlere yakınız.
Milletimiz sizler için hayır dualarını ve şükran hislerini eksik bırakmıyor. Kadirşinas halkımızın, canlarını emanet ettikleri sıhhat çalışanları için hissettikleri hoş hisler hak ettiğimiz sıhhat ve huzur dolu günlerin habercisi olsun.
Sıhhat Bakanı ve meslektaşınız olarak 14 Mart Tıp Bayramı’nızı kutluyorum. Üstün emeğiniz ve fedakarlıklarınızdan ötürü sizlere teşekkür ediyorum.
Halkımıza ve hayata adadığımız emeğimizi daha adil, daha nitelikli şartlarda sürdürebilmek dileğiyle hepinize en içten sevgilerimi sunuyorum.”
Ensonhaber
